Diyabet (şeker) hastalığı, kan şeker seviyesinin normalin üzerinde olması ile karakterize bir hastalık olup başlıca belirtileri ağız kuruluğu, çok su içme ve çok idrara çıkmadır. İlerlemiş hastalık tablolarında el ayak yanmaları, karıncalanmaları, görme problemleri, ciltte incelme ve yara gelişmesi gibi şikayetler de görülebilmektedir. 

Erken safhada önlem alınmaması ve tedavi edilmemesi durumunda başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere vücudun bütün organlarına hasar vermekte, ritim bozuklukları, hipertansiyon, kilo fazlalığı, eklem problemleri, kemik erimesi, cinsel problemler, depresif bozukluklar, uyku problemleri gibi genel sağlık durumunuzu bozacak ve yaşam kalitenizi düşürecek pek çok probleme yol açmaktadır. 

Diyabet hastalığının en sık karşılaşılan iki alt tipi bulunmaktadır. Tip 1 diyabet hastalığı, sıklıkla genç yaşlarda görülen, vücutta insülin üretiminin azalması ile karakterize olan diyabet tipidir. Tedavide sıklıkla insülin tedavisi kullanılır. Teknolojinin de gelişmesi ile birlikte artık akıllı insülin pompaları ve sürekli glukoz ölçüm cihazları vasıtası ile oldukça iyi kontrol edilebilmektedir. Tip 2 diyabet hastalığı ise genellikle 30-40 yaş ve üzerinde görülen, vücutta ilerlemiş insülin direnci varlığı ile karakterize diyabet tipidir. Tip 2 diyabet tedavisinde hafif vakalarda diyet ve egzersiz programları yeterli olurken, ilerlemiş vakalarda ise hastanın ihtiyacına göre tabletler ve insülin tedavileri kullanılır. Bu iki tip haricinde daha nadir görülen diyabet tipleri de mevcuttur. Diyabet tedavisinde başlangıç değerlendirmesinin kapsamlı yapılması, hastanın tedavisinin ihtiyaçlara göre düzenlenmesi, hastanın bilgilendirilmesi ve düzenli takip çok önemlidir.